Cezaevindeki Sanığa Kararın Okunarak Anlatılması Gerektiği Ancak Gerekçeli Karar Okunarak Anlatılmadığından, Yapılan Tebligatın Usulsüzdür
Cezaevindeki Sanığa Kararın Okunarak Anlatılması Gerektiği Ancak Gerekçeli Karar Okunarak Anlatılmadığından, Yapılan Tebligatın UsulsüzdürÖzet : Yokluğunda verilen kararın sanığa bulunduğu cezaevinde bizzat tebliğ edildiği ve temyiz edilmediği için kesinleştiği; cezaevindeki sanığa kararın okunarak anlatılması gerektiği ancak gerekçeli karar okunarak anlatılmadığından, yapılan tebligatın usulsüz olup, kararın henüz kesinleşmediğiCMK 35/3 İlgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar, kendisine okunup anlatılır.
Yargıtay8. Ceza Dairesi
Esas : 2016/8863Karar : 2017/1150Karar Tarihi : 09.02.2017
“İçtihat Metni”
Parada sahtecilik suçundan sanık …’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 197/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 1.200,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının aylık 300,00 Türk lirası olmak üzere 4 taksitte tahsiline dair TEKİRDAĞ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.03.2014 tarihli ve 2013/177 esas, 2014/59 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;Dosya kapsamına göre,1- Diğer sanık ….ve sanık …’un savunmasının aksine parada sahtecilik suçunu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli, her türlü kuşkudan uzak, hukuka uygun, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, beraat kararı yerine mahkumiyet kararı verilmesinde,2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/10-108 esas, 2007/152 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kanun koyucunun ayrıca adlî para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adlî para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, alt sınırdan uzaklaşmanın gerekçelerinin gösterilmesi, dayanılan gerekçelerin de yasal olması ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği halde; sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 197/1. maddesi uyarınca hüküm kurulurken, hapis cezasının alt sınırı olan 2 yıl hapis cezasına hükmedildiği halde adlî para cezasının belirlenmesi sırasında alt sınır olan 5 gün yerine 60 gün adlî para cezasına hükmolunması suretiyle fazla ceza tayininde,3- İnfazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde aylık taksit miktarının belirlenmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16.06.2016 gün ve 9399 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.06.2016 gün ve KYB… sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.Gereği görüşülüp düşünüldü:Dosyanın incelenmesinde, yokluğunda verilen kararın 11.03.2014 tarihinde sanığa bulunduğu cezaevinde bizzat tebliğ edildiği ve temyiz edilmediği için kesinleştiği kabul edilerek kanun yararına bozulmasının istenildiği, anlaşılmakta ise de, 5271 sayılı CMK.nun 35/3. maddesine göre cezaevindeki sanığa kararın okunarak anlatılması gerektiği ancak gerekçeli karar okunarak anlatılmadığından, yapılan tebligatın usulsüz olup, kararın henüz kesinleşmediği cihetle kanun yararına bozmaya konu edilemeyeceği anlaşıldığından,Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen ihbarname içeriği açıklanan nedenle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, 09.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.