Özet : Kamu davası; FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkindir. Yargılamada alınan ifadesinde ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olacağı değerlendirilerek, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit değerlendirme raporunun temin edilmesi ve temin edilecek bu belge ile sanık hakkında düzenlendiği ve dosyaya istinaf aşamasından sonra gönderildiği anlaşılan 21.02.2018 tarihli Veri İnceleme Raporunun usulüne uygun olarak duruşma açılıp CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulması gerektiğinin gözetilmesi lüzumu; istinaf aşamasından sonra dosyaya UYAP üzerinden gönderildiği anlaşılan, başka dosya şüphelisi …’in Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturması kapsamında TEM Şube Müdürlüğü’nde alınan ifadesinde, sanık … hakkında sanığın örgütsel faaliyetlerine ilişkin beyanda bulunduğunun ve sanığı fotoğrafından teşhis ettiğinin ilgili tutanakla anlaşılması karşısında, anılan ifadenin onaylı bir suretinin Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde dosya içerisine alınması, mümkün olduğu takdirde tanık olarak ifadesine başvurulması, aksi takdirde beyanının sanık ve müdafiine okunup diyeceklerinin sorulması gerektiğinin gözetilmesi lüzumu bozmayı gerektirmiştir.
T.C.Yargıtay
16. Ceza Dairesi
Esas : 2018/2621
Karar : 2018/2663
Karar Tarihi : 19.09.2018
Mahkemesi : Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmaHüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK 62, 53, 58/9, 63. maddeleri gereği 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddiBölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Yapılan yargılama sonunda; sanık …’ın… numaralı hat üzerinden ByLock programını indirerek kullandığı dikkate alınarak sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 E, 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında;
ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilerek;
Yargılamada alınan ifadesinde ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olacağı değerlendirilerek, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit değerlendirme raporunun temin edilmesi ve temin edilecek bu belge ile sanık hakkında düzenlendiği ve dosyaya istinaf aşamasından sonra gönderildiği anlaşılan 21.02.2018 tarihli Veri İnceleme Raporunun usulüne uygun olarak duruşma açılıp CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulması gerektiğinin gözetilmesi lüzumu,
2-Yine istinaf aşamasından sonra dosyaya UYAP üzerinden gönderildiği anlaşılan, başka dosya şüphelisi …’in Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/14378 sayılı soruşturması kapsamında 05.05.2018 tarihinde TEM Şube Müdürlüğü’nde alınan ifadesinde, sanık … hakkında sanığın örgütsel faaliyetlerine ilişkin beyanda bulunduğunun ve sanığı fotoğrafından teşhis ettiğinin ilgili tutanakla anlaşılması karşısında, anılan ifadenin onaylı bir suretinin Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde dosya içerisine alınması, mümkün olduğu takdirde tanık olarak ifadesine başvurulması, aksi takdirde beyanının sanık ve müdafiine okunup diyeceklerinin sorulması gerektiğinin gözetilmesi lüzumu,
3- Kabul ve uygulamaya göre de;Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53/1-b. maddesindeki düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında tahliye talebinin reddine, 19.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın