Özet:Dava, banka çalışanının dikkatsiz ve özensiz davranması sonucu uğranıldığı ileri sürülen manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacının … sınavı için giriş ücreti yatıracağını davalı banka çalışanına bildirmesine rağmen, çalışan tarafından sınav ücretinin …’nin DGS hesabına yatırıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda bir güven kurumu olarak basiretli tacir gibi davranması gereken davalı bankanın, objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlardan dahi sorumluluğu bulunmakta olup, banka çalışanı tarafından dava konusu ücretin yanlış hesaba yatırılmasından da sorumludur. Buna karşılık, davalı banka çalışanı …’ün de davacıya karşı haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca, davacı da kendisi için önemli olan böyle bir sınav nedeniyle banka tarafından verilen dekontu kontrol etmediği için kusurludur. Bu durumda, mahkemece, tarafların kusur oranı belirlenerek sonucuna göre hakkaniyete uygun manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tüm kusuru davacıya yükleyerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
T.C.Yargıtay
11. Hukuk Dairesi
Esas No:2016/4156
Karar No:2016/4233K.
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/05/2014 tarih ve 2013/214-2014/217 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin … giriş sınavına yatırması gereken sınav ücretinin, davalı banka personeli … tarafından …’nin başka bir hesabına yatırıldığını ve bu nedenle müvekkilinin mülakatı geçmesine rağmen yazılı sınava giremediğini, ayrıca gelecek dönem içinde yaşının geçmesi nedeniyle sınav şansının kalmadığını, davalıların hatası nedeniyle müvekkilinin yaptığı emek ve masrafların boşa gittiğini ve manevi olarak büyük hayal kırıklığı ve üzüntü yaşadığını ileri sürerek 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; sınava girecek her adayın yatırmış olduğu ücretle ilgili inceleme ve kontrol etme yükümlülüğünün bulunduğunu, müvekkillerinin olayda bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya … tarafından tebliğ edilen ve sınav ücretinin yatırılacağı bankaların adının bulunduğu tebliğ belgesinde açıkça “sınav ücretini yatıran adayların banka şubesinden ayrılmadan önce kendilerine verilen banka dekontunu dikkatle incelemeleri, bilgilerinde yanlışlık yoksa, bankadan ayrılmaları, yanlışlık varsa mutlaka düzelttirerek bankadan ayrılmaları” hususunda ihtaratın mevcut olduğu, davalı banka tarafından davacıya verilen dekontun orta kısmında büyük harflerle “…. … Ödemesi” yazılı olduğu, bu durumda tüm kusurun davacıda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, banka çalışanının dikkatsiz ve özensiz davranması sonucu uğranıldığı ileri sürülen manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacının … sınavı için giriş ücreti yatıracağını davalı banka çalışanına bildirmesine rağmen, çalışan tarafından sınav ücretinin …’nin DGS hesabına yatırıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda bir güven kurumu olarak basiretli tacir gibi davranması gereken davalı bankanın, objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlardan dahi sorumluluğu bulunmakta olup, banka çalışanı tarafından dava konusu ücretin yanlış hesaba yatırılmasından da sorumludur.
Buna karşılık, davalı banka çalışanı …’ün de davacıya karşı haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca, davacı da kendisi için önemli olan böyle bir sınav nedeniyle banka tarafından verilen dekontu kontrol etmediği için kusurludur. Bu durumda, mahkemece, tarafların kusur oranı belirlenerek sonucuna göre hakkaniyete uygun manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tüm kusuru davacıya yükleyerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına
BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Bu konu hakkındaki benzer makalelerimiz için tıklayın