Aynı İşyerinde İşçi Olan Sevgilisi İle Dinlenme Odasında Uygunsuz Şekilde Görüldüğü İddiasına Dayalı İşveren Feshi Ve İşe İade
Özet : “Feshe konu olayın mahiyetinin tam olarak aydınlatılamaması nedeniyle işveren feshinin haklılığından söz edilemez ise de, yaşanan olayın duyulmasının işyerinde olumsuzluklara yol açtığı da tartışmasızdır. İşverenden artık, davacı işçiyle çalışmaya devam etmesi beklenemez.
Davalı işverenin olayın diğer tarafı olan işçiyi de işten çıkarttığı gözetildiğinde, feshin haklı değil ancak geçerli nedene dayandığı kabul edilerek davanın reddi gerektiği”
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
Esas : 2018/9924
Karar : 2019/7896
Karar Tarihi :
“İçtihat Metni”
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur…. Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir…. Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI Davacı İsteminin
Özeti : Davacı vekili; davacının davalı işyerinde 14/09/2015 tarihinden iş akdinin feshedildiği 04/08/2016 tarihine kadar müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, davacının iş akdinin 05/03/2016 tarihli tutanak gerekçe gösterilerek zorla ve baskı ile yazılı savunması alınarak feshedildiğini, alınan savunmanın gerçeğe aykırı olduğunu aynı iş yerinde çalışan erkek arkadaşı ile aralarında öyle bir durumun olmadığını, iş akdinin feshine gerekçe gösterilen olayın kesinlikle gerçekleşmediğini iddia ederek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti : Davalı vekili; davacının davalı şirkette müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, güvenlik görevlisinin 05/03/2016 tarihinde davalı iş yerinde dinlenme odasında davacı ve dava dışı erkek arkadaşının uygunsuz bir vaziyette olduğunu gördüğünü davacı ve erkek arkadaşının güvenlik görevlisini görmesine rağmen rahat bir tavır sergilediklerini, konu ile ilgili davacı ve dava dışı T.K.dan savunmalarının alındığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince ” Dosya içinde bulunan fesih bildiriminde , 05/03/2016 tarihinde iş yerinde dinlenme odasında bir erkek çalışan ile ahlak kurallarına aykırı ve uygunsuz vaziyette yakalandığından bahisle iş akdinin feshedildiğinin yazılı olduğu, bu bildirimlerin 01/08/2016 tarihinde yapılıp, fesih bildiriminin de 04/08/2016 tarihli olduğu görülmüştür.
Güvenlik görevlisinin tutanağından anlaşıldığı üzere davacı ile arkadaşı arasında yaşandığı iddia edilen yakınlaşmanın 05/03/2016 Cumartesi günü geçtiğinin belirtilmesine rağmen, tutanağın 01/08/2016 tarihinde tutulduğu, davalı tarafın iş akdinin feshi hususunda İş Kanunu’nda tanınan 6 günlük sürenin öğrenmeden itibaren başladığını, davalı tarafın belirttiği ve yaşandığı iddia edilen olayın 01/08/2016 tarihinde öğrenildiğini belirttiği görülmüştür.
Dosya içinde bulunan 01/08/2016 tarihli ”Erişim İnsan Kaynakları Müdürlüğüne” başlıklı … tarafından yazılan dilekçede takım liderlerinden T.K. ile kız arkadaşı davacı A.A. arasında önceki bir tarihte dinlenme odasında uygunsuz bir şekilde görüldüklerinin bildirimini aldığını belirttiği görülmüştür.
Dosya içinde bulunan 03/08/2016 tarihli yazı ile davacıdan savunması talep edilmiş, davacı savunmasında belirtilen günü hatırlamadığını, şirket içerisinde en fazla bir kaç defa dizine başını yaslamak şeklinde hareketinin hastalık zamanlarında olduğunu, kullandığı kalp ilaçları nedeniyle ayaklarını uzatmak durumunda kalmış olabileceğini, ahlak kurallarına aykırı davranmadığını belirtmiştir.
Ahlak kuralları görecedir, yani, insanların eğitimine, yaşına, kültürüne, inancına hatta cinsiyetine göre, bunun dışında içsel ya da bir çok etkene göre değişir, hatta aynı kişi muhatabın durumuna göre bazı insanları ayıpladığı halde bazı insanları ayıplamayabilir.Somut uyuşmazlıkta eğitimi, kültürü, birikimi, anlayışı, inancı, yaklaşımı bilinmeyen bir güvenlik görevlisinin yani …’nin 01/08/2016 tarihinde aylar öncesinde olduğunu iddia ettiği yani 05/03/2016 tarihinde ”uygunsuz bir şekilde gördüm” dediği bir tutanak bulunmaktadır.
Bu uygunsuz şeklin ne olduğu belirtilmemiştir. Türk Ceza Kanununda ve Kabahatler Kanununda cezalandırılmayan davranışların esasen serbest olduğunun kabulü gerekmiştir. Bunun dışında bulunulan toplumun tamamı tarafından açıkça ayıplanan ya da bir firmada suç olmasa dahi yasaklanan hal ve hareketlerin tersine davranışların değerlendirilmesi ancak bu hareketin açıkça bilinmesi ile mümkün olabilir.
Yargılama sırasında tutanakta yazılmadığı halde tarafların önceye dayalı olarak sevgili oldukları ve kimsenin olmadığı dinlenme odasında öpüşürken yakalandıkları belirtilmiş olsa da bu husus yapılan tutanakla sabit görülmemiş, tanıkların beyanları da doğrudan görmeye dayalı olmamış, doğruluğu varsayılsa dahi bu davranışın kabul edilemez görülmesine rağmen güvenlikçinin 05/03/2016 tarihinden kendisine emir verilen 01/08/2016 tarihine kadar tutanağa değer görmediğinin anlaşılması karşısında güvenlikçi de dahi kabul edilemez bir ahlak dışı davranış olarak algılanmadığı görülmektedir.Yukarıda değinilen hususlar nedeniyle iddia edilen somut bir ahlak dışı davranış olmaması , sonradan iddia edilen ahlak dışı davranışın tamamının genç olarak çalışılan ve … yerinin …’da olan bir iş yeri olması nedeni ile yaşanan kültüre ne kadar aykırı düştüğünün ortaya konulmadığı, ayrıca hiç kimsenin olmadığı yerde güvenlikçinin tesadüfen gördüğü , gördükten sonra da konuştuğu tanık …’ın yansıtmasına göre bir ahlak dışılıktan çok merakını giderdiği, bunun dışında yukarıda değinildiği gibi açıkça tarafların gerçekleştirdiği eylemin tam anlamıyla ne olduğunun da anlaşılamadığı, bu nedenle davalı tarafın haklı ya da geçerli fesih sebebini kanıtlayamadığı kanaatine varılmakla davanın aşağıda belirtilen şekilde kabulüne karar vermek gerekmiştir.” şeklinde gerekçe oluşturularak feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu : İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstinaf Sebepleri : Davalı vekili istinaf başvurusunda; feshe konu olayın bire bir tanıklık eden güvenlik görevlisinin yazılı beyanıyla açıklandığı, güvenlik görevlisinin içeriye girmesine rağmen davacı ve dava dışı T.K.’nın toparlanmadıkları gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti : Bölge Adliye Mahkemesince “Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesinin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu : Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Gerekçe : Davacının davalı işyerinde çalışan … isimli başka bir çalışan ile 05/03/2016 günü dinlenme odasında yalnız kaldıkları bir esnada mahiyeti tam olarak aydınlatılamamakla birlikte, güvenlik görevlisi … tarafından uygunsuz bir şekilde görüldüğü, bu olayın işverene 01/08/2016 tarihinde bildirildiği, işverenin olayı öğrenir öğrenmez davacıdan savunma talep ettiği, davacının da savunmasında, olayın mahiyetini tam olarak açıklamamakla birlikte tevil yollu ikrarda bulunduğu, keza tanık olarak dinlenen …’nin de yine olayın mahiyetini tam olarak açıklamamakla birlikte, yakınlaşmayı tevilli olarak ikrar ettiği ve davacının iş akdinin davalı işveren tarafından bu sebeple feshedildiği anlaşılmıştır.
Feshe konu olayın mahiyetinin tam olarak aydınlatılamaması nedeniyle işveren feshinin haklılığından söz edilemez ise de, yaşanan olayın duyulmasının işyerinde olumsuzluklara yol açtığı da tartışmasızdır. İşverenden artık, davacı işçiyle çalışmaya devam etmesi beklenemez.Davalı işverenin olayın diğer tarafı olan işçiyi de işten çıkarttığı gözetildiğinde, feshin haklı değil ancak geçerli nedene dayandığı kabul edilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
Hüküm : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesi’nin ve temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA
,2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 44,40 TL. karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL. peşin harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL. karar-ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 189,00 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.725,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
7-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,Kesin olarak 04.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu koun hakkındaki benzer makalelerimiz için tıklayın