TMK MADDE 536 – Düzenlemeye Katılma Yasağı2. Resmî Vasiyetnamee. Düzenlemeye Katılma Yasağı
Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar. Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.
TMK MADDE 536’NIN GEREKÇESİ
Maddenin kenar başlığı maddenin içeriğine uygun olarak “Düzenlemeye Katılma Yasağı” şeklinde kaleme alınmıştır. Gerçekten de bu madde, vasiyetnameye katılması yasak olan kişileri belirlemiştir.Maddenin birinci fıkrasında hüküm değişikliği yapılmamıştır. Arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır.Kaynak İsviçre Medenî Kanununun 503 üncü maddesinde ikinci bir fıkra ile bir kısıtlamaya daha yer verilmiş iken bu fıkra yürürlükteki Kanuna alınmamıştır. Bu fıkra vasiyetnameyi düzenleyen resmî memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine vasiyetname ile kazandırmada bulunulmasını yasaklamaktadır.Bu hükmün yürürlükteki Kanunda yer almamasının bir unutkanlık sonucu olduğu, yürürlükteki Kanunun 500 üncü maddesinin ikinci fıkrasında müeyyideyi düzenleyen bir hükme yer verilmiş olmasından anlaşılmaktadır.Bu sebeple, söz konusu eksikliği gideren bir ikinci fıkra maddeye ilâve edilmiştir.
TMK MADDE 536 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay2. Hukuk Dairesi
Esas : 2010/7326Karar : 2011/8233Karar Tarihi : 11.05.2011
MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, nafakalar, tazminatlar, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Davalı tanık beyanlarında geçen hadiselerden sonra, koca boşanma davası açmış, Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.11.2006 tarih ve 2006/536 sayılı kararı ile kocanın davası ret edilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bu davadan sonra taraflar bir araya gelmemiş, davacı kadının boşanmayı gerektirir nitelikte kusurlu davranışlarının varlığı ispat edilememiştir. Babası tarafından davacı kadının ortak konuttan uzaklaştırılmasına kayıtsız kalan, yatak odası sırlarını başkalarına anlatan, eşini sadakatsizlikle itham eden, davalı koca boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur.a-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.b-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 4-Davacı kadın tarafından açılan boşanma davası kabul edilmiştir. Davalı kocanın karşılık ya da birleşen boşanma davası bulunmamaktadır. Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı kocadan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurmak gerekirken, davası kabul edilen davacı kadın aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 1, 2, 3 ve 4.bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.
Related Posts
28 Ocak 2021
Şiddetli Geçimsizlik, Ayak Kokusu Ve Cinsel Rahatsızlık Tedaviden Kaçınma
Daha fazla oku
29 Ocak 2021
YALAN SÖYLEYEN VE HAKARET EDEN EŞE, ŞİDDET UYGULANMASININ AĞIR KUSUR OLUŞTURMAMASI
Daha fazla oku
17 Nisan 2024