Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.(5) (Ek: 2/7/2012 – 6352/84 md.) Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.
TCK MADDE 168’İN GEREKÇESİ
Suç tamamlandıktan sonra kişi pişmanlık gösterebilir. Bu durumda, işlenmiş ve tamamlanmış olan suç işlenmemiş hâle artık döndürülemez. Ancak, suç tamamlandıktan sonra, pişmanlık duyarak, gerçekleştirilen haksızlığın neticeleri mümkün olduğunca ortadan kaldırılabilir. Bu düşüncelerle, etkin pişmanlık; hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık ve karşılıksız yararlanma suçlarında cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebep olarak kabul edilmiştir. Ancak, bunun için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekir. Önce, failin veya suça iştirak eden kişinin bizzat kendisinin pişmanlık göstererek iade veya tazmini gerçekleştirmesi gerekir. Suçun işlenmesiyle kişilerin görmüş bulundukları zararın aynen iade veya mümkün olduğu kadar azaltılmak suretiyle tazmin edilmesi gerekir. Etkin pişmanlığın cezada indirim yapılması sebebi olarak kabul edilebilmesi için, zararın tamamen veya mümkün olduğu kadar aza indirilerek gerçekleştirilmesi gerekir. Kısmen geri verme veya tazminde, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, mağdurun aynen iadeye veya tazmine rıza göstermesi gerekir. Etkin pişmanlığın kovuşturma başlamadan önce, yani işlenen suçtan dolayı kamu davası açılmadan önce gösterilmesi gerekir. Etkin pişmanlık durumunda hâkim maddede belirlenen oranda cezada indirim yapabilir. Bu konuda, hâkime etkin pişmanlığın samimiyetine ve zararın tazmin edilen miktarına göre, takdir yetkisi tanınmıştır. Bu hükümle, işlenen suçun yağma olması hâlinde de, cezada belli oranda indirim yapılması yolu açılmıştır.
TCK MADDE 168 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay17. Ceza Dairesi
Esas : 2019/11211Karar : 2019/13824Karar Tarihi : 05/11/2019
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü; Suça sürüklenen çocuk … müdafiinin yüzüne karşı kurulan mahkumiyet hükmünü suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz etmediği ve cezaevinde bulunan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebi olan suça sürüklenen çocuk …’a cezaevinde yapılan tebligat sonucu kararı kendisinin temyiz ettiği ve temyizin usulüne uygun olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.Ancak;1)Suça sürüklenen çocukların ifadeleri, müşteki ve tanıkların beyanları ile 17/01/2014 tarihli yakalama tutanağı dikkate alındığında, eylemin 01.00 sıralarında gerçekleştiğinde herhangi bir şüphe bulunmamasına rağmen suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nun 143. maddesi hükümlerinin uygulanmaması,2)17/01/2014 tarihli yakalama tutanağına göre, suça sürüklenen çocuk …’un polislerin yanına gelerek bayan çantası çaldıklarını ve çantayı attıkları yere gösterebileceğini söylemiş, çanta ve içerisinde bulunan kimlik ve kartların bulunmasını sağlamış, sonradan yakalanan suça sürüklenen çocuk … da üzerinden çıkan paranın müştekiye ait çantanın içinden çıkan para olduğunu Cumhuriyet savcılığında vermiş olduğu ifadesinde ikrar etmiş olması ve kısmi iadeye karşı çıkmamış olduğu anlaşılmakla, müşteki dinlenerek soruşturma aşamasında gerçekleşen kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığı sorularak sonucuna göre suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında TCK’nun 168/1-4. maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama imkanının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nun 168. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılmaması,3)Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20/11/2018 tarih, 2016/6-986 Esas ve 2018/554 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; suçu işlediği tarihte 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocukar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesine göre sosyal inceleme raporu alınmadan veya aynı maddenin 3. fıkrasına göre bu yönde inceleme yaptırılmamasının gerekçesi de kararda gösterilmeden hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafii ile suça sürüklenen çocuk …’un temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’ nun 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocukların kazanılmış haklarının gözetilmesine, 05/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay20. Ceza Dairesi
Esas : 2018/2969Karar : 2019/5353Karar Tarihi : 15/10/2019
“İçtihat Metni”
Mahkeme : ANKARA Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Hükümler : 1.Mahkûmiyet; Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 tarih, 2016/453 esas ve 2017/370 sayılı kararı2.İstinaf başvurusunun esastan reddi; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 21/12/2017 tarih, 2017/1866 esas ve 2017/1493sayılı kararı
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanığın temyiz dilekçesinde belirttiği; etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede, Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükme ilişkin yapılan istinaf başvurularının esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanığın temyiz istemi yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca temyiz isteminin ESASTAN REDDİNE, dosyanın Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesine, 15/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Related Posts
27 Ocak 2021
İletişim Tespiti, Fiziki Takip, Uyuşturucu, Karakolda Teşhis Olsa da Tanığın Sonradan Beyanından Dönmesi Sanığın Beraatini Sağlar
Daha fazla oku
28 Ocak 2021