Türk Medeni Kanunu Madde 231
(1) Bir çocuğun soy bağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, sağlık kurumundaki bir çocuğun başka bir çocukla karışmasına neden olan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Nikahsız birliktelikten dünyaya gelmiş olan çocuğun resmi nikahlı eşin çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirilmesi soybağının değiştirilmesi suçunu oluşturur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 29.09.2015 T, 2015/412 E. 2015/286 K.
T.C.
YARGITAY
14. CEZA DAİRESİ
Esas : 2011/184
Karar : 2011/530
Karar Tarihi : 10.10.2011
• ÇOCUĞUN SOYBAĞINI DEĞİŞTİRME SUÇU ( Sanığın Kamu Görevlisi Olmasının Artırım Nedeni Olarak Öngörülmediği Halde Lehe Yasa Değerlendirilmesi Yapılırken Her İki Kanuna Göre Teşdit Oranının Farklı Belirlenmesinin Hukuka Aykırı Olduğu )
• LEHE KANUN UYGULAMASI ( Çocuğun Nesebini Değiştirme Suçunda Sanığın Kamu Görevlisi Olmasının Artırım Nedeni Olarak Öngörülmediği Halde Lehe Yasa Değerlendirilmesi Yapılırken Her İki Kanuna Göre Teşdit Oranının Farklı Belirlenmesinin Hukuka Aykırı Olduğu )
• CEZANIN AĞIRLAŞTIRILMASI ORANLARI ( Çocuğun Nesebini Değiştirme Suçu – Sanığın Kamu Görevlisi Olmasının Artırım Nedeni Olarak Öngörülmediği/Lehe Yasa Değerlendirilmesi Yapılırken Her İki Kanuna Göre Teşdit Oranının Farklı Belirlenemeyeceği )
ÖZET : Çocuğun nesebini değiştirme suçunda; sanığın kamu görevlisi olması artırım nedeni olarak öngörülmediği halde, sanık hakkında 5237 Sayılı Kanun ile 765 Sayılı Kanun hükümleri kıyaslanarak lehe yasa değerlendirilmesi yapılırken her iki kanuna göre teşdit oranının farklı belirlenmesi suretiyle orantılılık ilkesine aykırılık yapılması hukuka aykırıdır.
DAVA : Çocuğun nesebini değiştirme suçundan sanıklar M. Y.ve B. Ş.’in yapılan yargılamaları sonunda; atılı suçtan mahkumiyetlerine dair Tokat 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 30.11.2007 gün ve 2006/214 Esas, 2007/486 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğnameyle Daireye gönderilmekle incelendi,
Sanık B. müdafiin süresinden sonra vaki duruşmalı inceleme isteminin 5320 Sayılı Kanunun 8/1 inci maddesi de gözetilerek C.M.U.K.nun 318 inci maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Sanık M. hakkında kurulan hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve T.C.K.nun 7/2 nci maddesi uyarınca sanık yararına olan 5728 Sayılı Kanunun 562 nci maddesinin 1 inci fıkrası ile C.M.K.nun 231/5 inci maddesinde hapis cezası için öngörülen sınırın 2 yıla çıkartılması ve anılan maddenin 2 nci fıkrası ile de 231/14 üncü maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, sanığın adli sicil kaydında yer alan hükümlülükten dolayı uyarlama kararı verilip verilmediği araştırıldıktan sonra 6008 Sayılı Kanunun 7 nci maddesi hükmü de gözetilerek mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılması lüzumu,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık B. hakkında kurulan hükme dair sanık müdafiin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 Sayılı T.C.K.nun 231 inci maddesinde, sanığın kamu görevlisi olması artırım nedeni olarak öngörülmediği halde, sanık hakkında 5237 Sayılı Kanun ile 765 Sayılı Kanun hükümleri kıyaslanarak lehe yasa değerlendirilmesi yapılırken her iki kanuna göre teşdit oranının farklı belirlenmesi suretiyle orantılılık ilkesine aykırılık yapılması,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 Sayılı Kanunun 8/1 inci maddesi gözetilerek C.M.U.K.nun 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 10.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
Esas : 2011/2098
Karar : 2011/2568
Karar Tarihi : 31.3.2011
• ÇOCUĞUN SOYBAĞINA DEĞİŞTİRME SUÇU ( Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması İçin Öngörülen Ceza Sınırının 2 Yıla Çıkarıldığı – Soruşturulması ve Kovuşturulması Şikayete Bağlı Suç Olma Koşulunun Kaldırılması Karşısında HAGB Kararı Verilip Verilmeyeceğinin Tartışılacağı )
• HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI ( Çocuğun Soybağını Değiştirme Suçu – Öngörülen Ceza Sınırının 2 Yıla Çıkarıldığı/Soruşturulması ve Kovuşturulması Şikayete Bağlı Suç Olma Koşulunun Kaldırılması Karşısında Karar Verilip Verilmeyeceğinin Tartışılacağı )
ÖZET : Çocuğun soybağını değiştirme suçunda hükümün açıklanmasının geri bırakılması için öngörülen ceza sınırının 2 yıla çıkarılması ve soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, mahkemece hükümlerin açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılması gerekir.
DAVA : Çocuğun soybağını değiştirme suçundan sanıkların yapılan yargılanmaları sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetlerine dair, Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 24.10.2007 gün ve 2007/214 Esas, 2007/401 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanıklar müdafii tarafından istenilmiş ve 22.12.2010 tarihli tevdi kararında belirtilen noksanlık giderilmiş olduğundan, dava evrakı Yargıtay C.Başsavcılığından daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Hükümlerden sonra 8.2.2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve T.C.K.nun 7/2. maddesi uyarınca sanıklar yararına olan 5728 Sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası ile değişik C.M.K.nun 231/5. maddesinde hapis cezası için öngörülen sınırın 2 yıla çıkarılması ve anılan maddenin 2. fıkrası ile de 231/14. maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, bu maddenin 6. fıkrasına 25.7.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 Sayılı Kanunun 7. maddesiyle eklenen cümlede nazara alınarak mahkemece hükümlerin açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılması lüzumu,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek C.M.U.K.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
Esas : 2008/16017
Karar : 2011/2017
Karar Tarihi : 16.3.2011
• ÇOCUĞUN SOYBAĞINI DEĞİŞTİRME ( Sanığın Gayri Resmi Eşinden Olan Çocuğunu Resmi Eşinden Olma Çocuklarıymış Gibi Nüfus Aile Kütüğüne Tescil Ettirdiği/Nüfus Kütüğünün Sahte Olarak Oluşturulduğu – Eylem Resmi Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturabileceğinden Ağır Ceza Mahkemesi’nin Görevli Olacağı )
• GÖREVLİ MAHKEME ( Sanığın Gayri Resmi Eşinden Olan Çocuğunu Resmi Eşinden Olma Çocuklarıymış Gibi Tescil Ettirdiği/Nüfus Kütüğünün Sahte Olarak Oluşturulduğu – Eylem Resmi Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturabileceğinden Davanın Ağır Ceza Mahkemesince Değerlendirileceği )
• RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK ( Sanığın Gayri Resmi Eşinden Olan Çocuğunu Resmi Eşinden Olma Çocuklarıymış Gibi Tescil Ettirdiği/Nüfus Kütüğünün Sahte Olarak Oluşturulduğu – Eylem Resmi Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturabileceğinden Davanın Ağır Ceza Mahkemesince Değerlendirileceği
ÖZET : Çocuğun soybağını değiştirmek suçunda; sanığın gayri resmi eşinden olan çocuğunu resmi eşinden olma çocuklarıymış gibi nüfus aile kütüğüne tescil ettirilmesi sonucu nüfus kütüğünün sahte oluşturulmasından ibaret eylemin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturabileceği dikkate alındığında delilleri tartışma görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmelidir.
DAVA : Çocuğun soybağını değiştirmek suçundan sanığın yapılan yargılanması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair, Keskin Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 16.5.2007 gün ve 2006/257 Esas, 2007/115 Karar sayılı hükümün süresi içinde Yargıtay ‘ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Sanığın gayri resmi eşinden olan çocuğunu resmi eşinden olma çocuklarıymış gibi nüfus aile kütüğüne tescil ettirilmesi sonucu nüfus kütüğünün sahte oluşturulmasından ibaret eylemin 765 Sayılı T.C.K.nun 342/1. ( 5237 Sayılı T.C.K.nun 204/1. ) maddesinde tanımlanan suçu oluşturabileceği ve bu konudaki delilleri tartışıp değerlendirme ve suç niteliğini belirleme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait bulunduğu nazara alınarak C.M.K.nun 4. ve 5. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesi yerine duruşmaya devamla yazılı şekilde hükme varılması,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükümün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek C.M.U.K.nun 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.