ÖRGÜTÜN ESNAF YAPILANMASI İÇİNDE YER ALARAK ÖRGÜTSEL TOPLANTILAR YAPMAKÖzet : Kamu davası; FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkindir. Örgütün Dazkırı İlçesi mütevelli (esnaf) yapılanması içerisinde yer alarak örgütsel toplantılar yapmak, örgütü müzahir oldukları için faaliyetlerine son verilip kapatılma kararı verilen dernek yönetim kurulu üyesi olmak ve öğrenci yurtlarının işletmeciliğini yaparak örgüte çıkar sağlamak, şirket adına kayıtlı ancak kolluk tutanağına göre sanığın kardeşi ile birlikte dönüşümlü olarak kullandığı tespit edilen araçta “M. Fethullah Gülen” yazılı CD ile evinde yapılan aramada eşine ait pasaportun arasında ele geçirilen örgüt mensuplarınca kutsallık atfedilen 2 tanesi (f) serisinden olan 1 dolarlar bulundurmak şeklinde gerçekleşen faaliyetlerin örgütsel nitelikte olduğundan içerdikleri çeşitlilik, yoğunluluk ve süreklilik nedeniyle örgüt üyeliği kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
T.C.Yargıtay16. Ceza Dairesi
Esas : 2017/4041 Karar : 2018/930 Karar Tarihi : 28.03.2018
Mahkemesi :Ceza DairesiSuç : Silahlı terör örgütüne üye olmaHüküm : TCK’nın 314/2, 53/1, 58/6-9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, tanık beyanları ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3 E. sayılı kararında anlatılan ve nihai amacı, devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında; örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin somut delil ve olgularla ortaya konulmadıkça örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği değerlendirilerek;Dosya kapsamına göre; FETÖ/PDY terör örgütünün Dazkırı İlçesi mütevelli (esnaf) yapılanması içerisinde yer alarak örgütsel toplantılar yapmak, örgütü müzahir oldukları için faaliyetlerine son verilip kapatılma kararı verilen dernek yönetim kurulu üyesi olmak ve öğrenci yurtlarının işletmeciliğini yaparak örgüte çıkar sağlamak, şirket adına kayıtlı ancak kolluk tutanağına göre sanığın kardeşi ile birlikte dönüşümlü olarak kullandığı tespit edilen araçta “M.Fethullah Gülen” yazılı CD ile evinde yapılan aramada eşine ait pasaportun arasında ele geçirilen örgüt mensuplarınca kutsallık atfedilen 2 tanesi (f) serisinden olan 1 dolarlar bulundurmak şeklinde gerçekleşen faaliyetlerin örgütsel nitelikte olduğundan içerdikleri çeşitlilik, yoğunluluk ve süreklilik nedeniyle örgüt üyeliği kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Yargılama sürecindeki usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 29.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.