Küçük Sürücünün, Velayet Hakkını Kullanan Davalılar Oğullarının Araç Kullanmasına Rıza Göstererek Kusurlu DavranmışlarÖzet : Küçük sürücü (12) kusursuz bulunmuş ise de, velayet hakkını kullanan davalılar, 12 yaşındaki oğullarının araç kullanmasına rıza göstererek kusurlu davranmışlar ve bu nedenle Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu Hükümlerine göre sorumlulukları doğmuştur.
Yargıtay17. Hukuk Dairesi
Esas : 2016/7486Karar : 2019/2713Karar Tarihi : 11/03/2019
“İçtihat Metni”MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, 30.05.2013 tarihinde, müvekkillerinin öz oğlu …’un sevk ve idaresindeki motorsikletle dava dışı küçük-ehliyetsiz sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracın çarpışması sonucu davacıların oğullarının vefat ettiğini, davalılardan …’nin hem işleten hem de sürücünün babası,…’nin de sürücünün annesi olması, diğer davalının da zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olması nedeniyle sorumlu olduklarını belirterek belirsiz alacak olarak her bir davacı lehine 1.000,00’er TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve 150.000,00’er TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan, kaza (sigorta şirketinden dava) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davanın açılmasına sebep olmadıklarını, diğer davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakim ölüm halinde ölenin yakınlarına uygun bir manevi tazminat ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370). Zira, TMK’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Somut olayda, davalılar … ve…’nin olay tarihinde 12 yaşında olan çocukları …’ın aracı kullandığı hususunda bilgileri olduğu araç içerisinde kaza anında anne…’nin de bulunması karşısında aşikardır. Her ne kadar ceza dosyasında sürücü küçüğün kusursuz olması nedeniyle beraat kararı verilerek karar kesinleşmiş, işbu dosyada alınan kusur raporuna göre de küçük sürücü kusursuz bulunmuş ise de, velayet hakkını kullanan davalılar … ve…, 12 yaşındaki oğullarının araç kullanmasına rıza göstererek kusurlu davranmışlar ve bu nedenle Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu Hükümlerine göre sorumlulukları doğmuştur. Mahkemece bu husus dikkate alınarak davacılar lehine Dairemiz ilkeleri doğrultusunda hak ve nesafete uygun manevi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.