Bilindiği üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun “İtirazın Hükümden Düşürülmesi” bölümünde “İtirazın İptali” başlığı altında 67/1.maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Düzenlemede de açıkça ifade edildiği üzere itirazın iptali davaları için yasada belirtilen bir yıllık süre, borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır. Yetkili icra müdürlüğünce alacaklıya tebliğ edilmiş bu şekilde bir itiraz dilekçesi bulunmadığı sürece dava süresi olumsuz etkilenmeyecektir.
Nitekim İİK’nın 67/1’nci madde ve fıkra hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol, harici öğrenme ya da benzeri bir durum öngörülmemiştir. Yargıtay uygulaması ve doktrinde de benzer görüş mevcuttur.
Konuya ilişkin
T.C YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2017/1651 Karar No: 2019/707 Karar Tarihi: 18.06.2019 sayılı kararında
İİK`nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davalarında 1 yıllık hak düşürücü süre itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlar.
İtiraz tebliğ edilmedikçe süre başlamaz. İcra dosyasında alacaklının icra işlemleri yapmış olması itirazın tebliği anlamına gelmez. Somut olayda borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmediğine göre davanın süresinde açıldığı kabul edilerek işin esasına girilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir
Denilerek söz konusu husus tereddüte yer bırakmadan açıklığa kavuşturulmuştur
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın
Aklınıza takılan tüm soruları sorabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekinmeyin.