İdarenin Aracı İle Trafik Kazası Yaşanması Halinde İdarenin Sorumluluğu
İdarenin Aracı İle Trafik Kazası Yaşanması Halinde İdarenin SorumluluğuYargıtayHukuk Genel Kurulu
Esas : 2013/1235Karar : 2015/849Karar Tarihi : 25.02.2015
EKİP OTOSUNDA GÖREVLİ POLİS MEMURUNUN HİZMET KUSURU -HUSUMET KUSUR -TRAFİK KAZASI SONUCU ÖLÜM NEDENİ İLE UĞRANILAN MADDİ VE MANEVİ ZARARIN ÖDETİLMESİ İSTEMİ YARGI YOLU
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamu görevlisi davalı polis memurunun gerçekleştirdiği trafik kazasının davalı kamu görevlisinin hizmet kusurundan mı, yoksa kişisel kusurundan mı kaynaklandığı, varılacak sonuca göre adli yargı yerinde açılan maddi ve manevi tazminat davasında husumetin kamu görevlisine yöneltilip yöneltilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Olay değerlendirildiğinde; 09.09.2003 günü saat 08: 30 sıralarında davalı İbrahim’in görevinden dolayı sevk ve idaresindeki otomobil ile Şişli istikametinden Mecidiyeköy istikametine doğru seyrini sürdürürken olay mahalline geldiğinde seyir yönüne göre sol taraftan kaplamaya giriş yapıp sağ tarafa doğru geçmek isteyen davacıların murisi yaya Harun’a idaresindeki vasıtanın sol ön kesimi ile çarpması sonucu meydana gelen olay nedeniyle kusurlu davranışı ile murislerinin ölümüne sebebiyet verdiği iddiasıyla polis memuru olan araç şoförü ile İçişleri Bakanlığını hasım göstererek davacıların eldeki tazminat davasını açtıkları anlaşılmaktadır.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporuna göre; davalının tali kusurlu, davacıların murisinin ise olayda asli kusurlu olduğu, ayrıca sürücü davalı İbrahim hakkında ‘tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek’ suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04.02.2008 gün ve 2007/5482 esas, 2008/626 karar sayılı kararı ile de, “sanığın görevi sırasında atılı sucu işlediğinin iddia edilmiş olması karşısında 4483 sayılı Yasa hükümleri uyarınca soruşturma izni için durma kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacıların bu iddiası, içerikçe davalı İçişleri Bakanlığında polis memuru olarak çalışan, görevi sırasında ve görevini ifa ederken işlediği bir kusura ve bu kusurun niteliği itibariyle de kamu görevlisinin ihmaline dayanmaktadır. Hal böyle olunca, davalının görevi dışında kalan kişisel kusuruna dayanılmamasına, dikkatsizlik ve tedbirsizliğe dayalı da olsa eylemin görev sırasında ve görevle ilgili olmasına ve hizmet kusuru niteliğinde bulunmasına göre, eldeki davada husumet, kamu görevlisine değil, idareye düşmektedir.