Boşanma davaları sadece eşlerin değil çocukların, tarafların ailelerinin ve vekillerinin dâhil olduğu karmaşık bir süreçtir. Bu süreç kimi zaman eşler açısından son derece sancılı ve zorlu geçmektedir. Bu süreç içerisinde tarafların bir yandan da dava dosyalarını takip etmeleri hem psikolojik hem de fizyolojik olarak ekstra yorucu olacaktır. Açıklanan nedenlerle; konunun uzmanı herkes tarafından tavsiye edilen alanında uzman bir boşanma avukatı çalışmak en doğru tercih olmaktadır.
Hukuki Süreç
Alanında uzman bir avukat ile bu sürecin yönetilmesini tavsiye ederiz. Bu süreç içerisinde boşanma avukatınız, evlilik birliği içerisinde yaşanan olayların analizlerini yaparak sonuca en iyi giden hukuki yöntemi belirleyecektir, delillerin hukuki değerlendirmesini yapacaktır. Evlilik içerisindeki boşanma sebeplerinin belirlenmesinin ardından hukuki temellendirmeyle boşanma davası açılacaktır. Alınan boşanma kararı ile birlikte çiftlerin ve varsa müşterek çocukların birtakım hakları gündeme gelmektedir. Velayet, nafaka, mal rejimi, 6284 sayılı kanundan doğan haklar gibi birçok konuda kişilerin haklarını gözetmesi gerekmektedir.
Boşanacak çiftler yeterli bilgi ve donanıma sahip, boşanma davalarında uzman bir avukat ile süreci takip etme arayışı içerisindedir. Ancak bunu yaparken tarafların araştırma yaparak haklarını en iyi şekilde gözetecek biriyle çalışmaları lehlerine olacaktır. Bu süreç içerisinde avukatınız sizin için en iyi hukuki yolu seçecektir. Evlilik birliği içerisinde yaşamış olduğunuz sorunları tespit edecek ve bunu hukuki olarak temellendirecektir.
Akabinde ise davanızı hak ve menfaatleriniz doğrultusunda takip edecektir. Dolayısıyla hukuka uygun delillerin dosyaya kazandırılması, hukuki dille ifade edilmesi ve sürelerin kaçırılmaması, usuli işlemlerin kanunun aradığı ve istediği bir şekilde yapılması adına bir avukat ile sürecin yönetilmesi tavsiye edilmektedir.
Neden Uzman Bir Avukat?
Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu il ve ilçelerde birçok avukat olmasına karşın alanında uzman bir ekiple çalışmak her zaman kişilerin tercih edeceği bir durum olacaktır. Zira boşanma dava sürecinin yönetimi oldukça uzmanlık gerektiren bir alandır. Bu kapsamda kişilerin hak ve menfaatlerini gözeterek daha emin ve güvenilir adımlarla hareket edilmesi kişide güven oluşturacaktır.
Yeterli bilgi ve donanıma sahip boşanma davalarında uzman ekibimiz ile müvekkil ve danışanlarımıza bu hizmeti sağlamaktan gurur duyuyoruz. Müvekkillerimize vermiş olduğumuz tavsiyeler doğrultusunda en az hasarla sürecin atlatılmasını sağlıyoruz. Bu nedenle de tavsiye edilen boşanma avukatı listesinde ilk sıradayız diyebiliriz. Bunu müvekkillerimizin memnuniyeti göstermektedir. Yalnızca bu boşanma konusu ile ilgili olarak ofisimizi ziyaret ettiğiniz takdirde de işbu durum anlaşılacaktır.
Boşanma Avukatı Nasıl Seçilir?
Boşanmada en önemli kararlardan biri de iyi bir boşanma avukatı seçmektir. Genel anlamda birçok avukat boşanma avukatlığı yapmakta ise de özellikle boşanmalarda, çocuk var ise velayet konusunda uzmanlaşmış bir avukatla çalışmak önemlidir.
Boşanma avukatı ararken reklamlara, “ünlülerin boşanma avukatı“, “ünlülerin avukatı“, “en iyi avukat”, “en iyi avukatlar listesi” veya “yılın en iyi avukatı” gibi ibareler cazip gelebilir. Her ne kadar bu tip reklamlar etkileyici görünse de, Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Meslek Kuralları’na göre reklam yapmak avukatlık mesleğinin saygınlığını azalttığı için yasak olup, bu yasağa uymayan bir avukatın etik değerlerinin ne derece iyi olduğu tartışmalıdır.
Avukatlık mesleğinin gerektirdiği saygınlık sebebiyle diğer mesleklerden farklı etik kurallar vardır. Örneğin avukat, bürosunun tabelasını sadece kanunda öngörülen boyutlarda kullanabilir, reklam yapamaz, mesleği sebebiyle diğer avukatlarla rekabet edip ödül alamaz, müvekkiline sen – ben diliyle hitap etmez, avukat müvekkilini kendi bürosunda ağırlar, avukat müvekkilinin kendisine açıkladığı her türlü bilgiyi sır olarak saklamakla yükümlüdür. Aksi takdirde yaptırımı bulunmaktadır. Dolayısıyla reklamlara bakmaksızın, aşağıdaki kriterlere göre avukat seçiminin yapılması daha sağlıklı olur:
Boşanma davası için kanunun belirlediği özel boşanma nedenleri şunlardır:
1. Zina (Aldatma) :
Zinanın TDK anlamı evli olan eşin eşi dışında bir üçüncü kişi ile cinsel münasebet, birleşme yaşaması anlamına gelmektedir. Eşlerden biri, eşini aldatırsa zina nedenine dayanılarak boşanma davası açılabilir. Burada hak düşürücü süreye dikkat etmek gereklidir. Aldatılan eş, aldatılma olayını öğrendikten sonra 6 ay içerisinde dava açmalıdır. Yine aldatma olayının üzerinden 5 yıl geçtikten sonra artık bu nedenle dava açılamaz, açılırsa da reddedilir. Örneğin A, 6 yıl önce yurtdışına gidip orada eşini aldatmışsa ve eş B bu durumu yeni öğrenmişse artık zina nedeniyle boşanma davası açamayacaktır. Zina nedeniyle dava açan tarafın eşini affetmemiş olması şarttır.
Örneğin aldatıldığını öğrenen eş, bu durumu kabul etmiş, eşi ile evliliğini sürdürüyorsa, birlikte mutlu mesut geçiniyorlar, tatillere gidiyorlarsa sonradan ben zina nedeniyle boşanma davası açacağım diyemez. Burada zina için mutlaka iki ayrı cinsin olması gerektiğinin altını çizmekte yarar vardır. Aynı cinsle ilişkiyi veya hayvanlarla ilişkiyi zina değil haysiyetsiz yaşam sürme olarak kabul edilmektedir. Yine zina bir boşanma nedeni olmakla birlikte ceza kanunu anlamında suç değildir ve zina yapana hapis cezası verilmez.
2. Hayata Kast, Pek Fena Muamele, Onur Kırıcı Davranış:
* Hayata Kast : Eşi tarafından şüpheye mahal bırakmayacak şekilde canına kast edilen kişi bu davayı açabilir. Burada kasıt şarttır. Örneğin eşine silahı doğrultup ateş etmek, balkondan atmaya çalışmak, yemeğine veya içeceğine zehirli madde karıştırmak gibi örnekler çoğaltılabilir. Trafikte araç kullanıp kaza yapan eşe karşı bu madde gereği dava açılamaz. Dikkatsizlikle kaza ile hayati tehlike olsa bile bu boşanma nedenine dayanılamaz. ,
** Pek Fena Muamele : Eşi tarafından sistematik olarak hakarete uğrayan, işkence gören, eve kilitlenen, normal olmayan yolla cinsel ilişkiye zorlanan eş bu maddeye dayanarak boşanma davası açabilir. Pek fena muamele tanımı olarak insanlığa karşı işlenen suçlar düşünülebilir. İnsan insana bunu yapmaz dediğimiz, yürek burkan durumlar düşünülebilir. Örneğin eşin aç susuz odaya kilitlenmesi, sürekli ve sistematik olarak toplum içerisinde küçük düşürmek, gibi durumlar.
***Onur Kırıcı Davranış: Onur kavram olarak kişinin öz saygısıdır. Eşi tarafından sürekli evden kovulan, arkadaşları veya ailesinin yanında “orospu, pezevenk” vb. hakaretlere maruz kalan eş onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açabilir. Yukarıda zina nedeninde bahsedildiği gibi bu nedenlerle dava açmada da öğrenme tarihinden itibaren 6 ay ve olay tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde dava açılmazsa artık hak düşürücü süre nedeniyle dava açılamaz. affeden tarafın dava hakkı yoktur.
3. Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Yaşam Sürme:
* Suç işleme nedeniyle boşanma davası açılabilir. Bu davada suç anlamında küçük düşürücü suçlar akla gelmektedir. Eş hırsızlık, rüşvet, irtikap, hileli iflas, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar gibi yüz kızartıcı suçlar işlerse bu nedenle boşanma davası açılabilir.
** Haysiyetsiz yaşam sürme nedeniyle boşanma davası açılabilir. Eşin davranışları genel toplum kabulüne göre haysiyetsiz yaşam sürme olarak kabul edilmelidir. Örneğin eşin sürekli hayvanlarla ilişki kurması, kumar, uyuşturucu-fuhuş yaptırma gibi faaliyetlerde bulunması, hayat kadınlığı yapması haysiyetsiz yaşam sürmedir. Bu iki nedene suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme nedenine dayanılarak açılacak boşanma davalarında artık evliliğin çekilmez hale geldiğinin ve devamının mümkün olmadığı da ispatlanmalıdır.
4. Terk :
Terk nedeniyle boşanma davası açılabilir. Evi terk eden eş artık evlilik birliğinin devamını engellemektedir. Terk edilen eş 4 ay bekledikten sonra eve dön ihtarı çekmelidir. Bu ihtara rağmen eve dönme olmazsa artık mahkemece terk nedeniyle boşanma kararı verilebilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta terkin haklı bir nedene dayanmamasıdır. Örneğin A eşi B’ye şiddet uygulamaktadır ve B evi terk etmiştir. A, eşine karşı terk nedeniyle boşanma davası açamaz zira B’nin evi terk etmesi haklı bir gerekçeye dayanmaktadır.
5. Akıl Hastalığı :
Akıl hastalığı nedeniyle de boşanma davası açılabilir. Akıl hastalığı, iddia olmamalı sağlık kurulu raporu ile sabit olmalıdır. Ayrıca akıl hastalığı nedeniyle artık evlilik sürdürülemez hale gelmiş olmalıdır. Örneğin akıl hastası olan eş sürekli, intihar girişiminde bulunuyorsa, evde ocağı açık bırakıyorsa, eşine bıçakla saldırıyorsa artık eş bu nedenle dava açılabilecektir. Akıl hastalığına yakalanma durumu evlilik sonrası olmalıdır. Akıl hastası olduğunu bilerek evlenen kişi bu nedene dayanarak dava açamaz.
Yukarıda sayılan özel boşanma nedenlerinin dışında bir de genel boşanma nedeni vardır. Bu neden de kanun tarafından “Evlilik birliğinin temelinden sarsılması” olarak tanımlanmıştır. Toplumda “şiddetli geçimsizlik” olarak da bilinen bu neden genel boşanma nedenidir. T
arafların geçimsizlikleri, tartışmaları, kavgaları özel neden çok bariz değilse bu genel boşanma nedeni üzerinden çözümlenmektedir. Boşanmak isteyen kişi yukarıdaki özel nedenlerden biri veya genel boşanma nedenine dayanarak boşanma davası açmalıdır. Boşanma nedenini belirlemek açılacak boşanma davasının ilk ve en temel adımıdır.
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın
Aklınıza takılan tüm soruları sorabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekinmeyin.