Anlaşmalı Boşanma Davasında Evcil Hayvan Velayeti
Esasen tarafların anlaşmalı boşanma davası ile evcil hayvan velayetini almayı talep etmeleri halinde, hayvanların can veya eşya olarak değerlendirilmesine bakılmaksızın taraf talebi doğrultusunda karar verilebilmektedir. Nitekim anlaşmalı boşanma davasında sunulacak anlaşmalı boşanma protokolü taraflar arasında mutabık kalınan her türlü meseleye ilişkin olabilir; kamu düzenine ilişkin olan velayet gibi meseleler haricinde mahkeme tarafından protokol aynen kabul edilir.
Mahkemelerin bu şekilde aldığı kararların gereçkesinde kanunda uygulanabilir bir hükmün bulunmamasından hareketle, TMK m. 1 hükmü uyarınca hakimin örf ve adet hukukuna, bu da yoksa kanun koyucu gibi karar verme yetkisine işaret ettiği görülmektedir.
Bu doğrultuda anlaşmalı boşanma davasında eşler evcil hayvanın boşanmadan sonra hangi tarafta kalacağına karar verebileceği gibi, evcil hayvan kendisinde kalmayan taraftan, bakım ve masraflarının karşılanması amacıyla evcil hayvan için nafaka ödemesi istenebilir.
Evcil hayvan için ortak velayet
Anlaşmalı boşanma davası ile gerçekleştirilen boşanmalarda, evcil hayvanın velayetinin taraflara ortak verilmesine karar verilebilir. Eşlerin anlaşmalı boşanma protokolüne evcil hayvanın velayetinin taraflara eşit olarak bırakılmasına ve böylelikle hangi eşte hangi günler kalacağına, bakım ve masraflarının ortak olarak karşılanacağına dair hüküm yazması halinde, mahkeme buna uygun karar verebilir. Ancak çekişmeli boşanma davasında durum biraz farklıdır. Çekişmeli boşanma davalarında hayvanlar eşya, diğer bir deyişle obje, olarak değerlendirilerek farklı değerlendirmeler yapılabilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma
Anlaşmalı boşanma, niteliği itibariyle eşlerin kendi istekleri doğrultusunda anlaşarak boşanma protokolü hazırladığı ve bu protokolü mahkemeye sunarak sürecin tamamladığı bir boşanma şeklidir. Buna göre eşler birbirlerinden her türlü istek ve arzuları doğrultusunda özgürce bir boşanma protokolü oluşturabilir ve nafaka miktarı, ortak mallar, varsa çocuğun velayetinin kimde kalacağı hususunda anlaşabilir. Bu doğrultuda eşlerin ortak evcil hayvanlarının kimde kalacağı anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenebileceği gibi, evcil hayvan kendisinde kalmayan eş için ise evcil hayvanın bakım ve masrafları için bir para belirlenebilir, kendisine görüş günleri sağlanabilir.
Çekişmeli Boşanma
Çekişmeli boşanma ise anlaşmalı boşanmadan farklı olarak tarafların boşanmaya ilişkin hususlarda anlaşamadığı ve bu nedenle mahkemeye başvurduğu durumdur. Burada mahkeme, tarafların boşanma talepleri, ortak çocuk varsa velayet ve nafaka ödenmesi gibi hususları değerlendirir. Çekişmeli boşanmada eşlerin ortak mallarının nasıl paylaşılacağı sorunu “mal rejimi tasfiyesi” davası ile açıklığa kavuşacaktır.
Eğer eşler ortak evcil hayvanın kimde kalacağı hususunda bir uzlaşma sağlayamazsa mal rejimi tasfiyesine ilişkin hükümler doğrultusunda hâkim karar verecektir. Hâkimin evcil hayvanın kimde kalacağı hususuna nasıl karar vereceği oldukça önemlidir. Bu noktada Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen Eşya Hukuku kitabının hükümlerine gidilecektir.
Eşya hukukunda evcil hayvanlar taşınabilir eşya niteliğinde olduğundan zilyetlik kavramı söz konusu olacaktır. Zilyetlik, kavram olarak Türk Medeni Kanunu madde 973’te şu şekilde tanımlanmıştır: “Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir.” Eşlerden birinin ortak evcil hayvanın zilyedi olduğunu ileri sürmesi için onu fiili hakimiyeti altında bulundurması gerekir. Aynı kanunun 985. maddesinde de “Taşınırın zilyedi onun maliki sayılır” hükmü yer almaktadır.
Bir kişinin bir eşya üzerinde (olayımızda evcil hayvan) zilyetliğini ileri sürmesi için onu ilk bulanın kendisi olduğunu ispat etmesi gerekir. Bu noktada satın alınan evcil hayvanlar açısından durum biraz daha kolaydır. Kim satın aldıysa mülkiyet hakkını elinde bulundurduğundan zaten malik olacak ve evcil hayvanın kendisinin olduğunu, bu nedenle kendisinde kalması gerektiğini ileri sürebilecektir. Eğer bir sokak hayvanının sahiplenilmesi veya barınaktan alınması gibi bir durum söz konusu ise, evlat edinme (sahiplenme) iradesi ile ilk elinde bulunduran evcil hayvanın zilyedi olacağından ve Medeni Kanun’un 985. maddesi uyarınca maliki sayılacağından evcil hayvanın kendisinde kalması gerektiğini ileri sürebilecektir.
Evcil hayvanı ilk elinde bulunduranın kanıtlanamaması durumunda ise ilgili kişi evcil hayvanı veterinere götürme, mama vb. masraflarını karşıladığı, bakımını üstlendiği konuları ileri sürülerek evcil hayvanın zilyetliğinin kendisine ait olduğu ispatlayabilir. Ancak bu hallerde ortak evcil hayvan için “çocuğun velayetine” ilişkin hükümler söz konusu olmayacak, evcil hayvan kendisinde kalmayan eş için görüş günü vb. hususlarda hüküm kurulmayacaktır.
Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi
Yukarıda anlatılanların yanında Türkiye’nin de tarafı olduğu, Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin “Ev Hayvanlarının Muhafaza Edilmesi İçin Kurallar” başlıklı II. Bölümü’nde düzenlenen madde 3’te : Hayvanların refahı için temel kurallar,
- Hiç kimse bir ev hayvanının, gereksiz acı, sıkıntı veya ıstırap çekmesine sebep olamaz.
- Hiç kimse bir ev hayvanını terk edemez.
düzenlemesi mevcuttur. Dolayısıyla eşlerin boşanmaları durumunda bu sözleşme ve özellikle 3. madde hükmü de hem eşler hem de hâkim tarafından göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, evcil hayvan kendisine verilmeyen eşe bağlıysa ve ona verilmemesi evcil hayvan açısından psikolojik etkilenmelere sebep olacaksa bu durum hâkim tarafından değerlendirilmelidir.
Tüm bunların yanında önemle belirtmek isteriz ki, hukuk sistemimizde evcil hayvanlar taşınabilir eşya statüsünde olsalar dahi onların, hisleri, duyguları, anlama ve öğrenme yetileri olan canlılar olduğunu unutmamamız gerekir. Dolayısıyla kanaatimizce eşlerin boşanması durumunda ortak evcil hayvana ilişkin taraflar arasında bir anlaşma yoksa hâkim tıpkı eşlerin ortak çocuğuymuş gibi hareket ederek ortak çocuk için nasıl hassasiyet gösterecek ve ne karar verecekse ortak evcil hayvan için de aynı şekilde davranmalıdır.
Günümüzde artık birçok kişi evcil hayvanını çocuğu gibi görmekte ve evcil hayvanlar da onu evlat edinenlere oldukça bağlanmaktadır. Bu görüşümüzü destekler nitelikte olan İzmir 16. Aile Mahkemesi 2018/592 E., 2018/597 K., 11.09.2018 tarihli kararında hâkim boşanmak isteyen eşlerin ortak evcil hayvanlarını ortak çocuk olarak değerlendirmiş ve evcil hayvanın velayetini kadın eşe vererek erkek eş için de ayda 2 hafta sonu görme ve aylık 200 TL bakım masrafına hükmetmiştir. Bu karara konu olayda her ne kadar eşler anlaşmalı boşanma protokolü ile ortak evcil hayvanları olan Papyon isimli köpeklerinin kimde kalacağını belirlemişlerse de hâkim Türk Medeni Kanunu’ndaki velayet ve iştirak nafakası hükümlerini örnek alarak, bu konuda düzenlenmiş hüküm bulunmadığından TMK madde 1 fıkra 2’de düzenlenen “Kanun’da uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir” hükmü gereğince eşlerin bu taleplerini kabul ederek bu şekilde hukuk yaratmıştır. Bu kararın çekişmeli boşanma davalarında da örnek olacağını düşünmekteyiz.
Türk Hukuku’nda en kısa sürede sahipli ya da sahipsiz tüm hayvanların korunması için gerekli kanunların çıkması ve türlü hassasiyetin gösterilmesini diliyoruz.
Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi
Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi‘nde, ev hayvanı sahiplerinin sorumlulukları ve onların yaşamının iyi bir şekilde geçmesine yönelik düzenlemeler bulunmaktadır. Türkiye’de bu sözleşmeye 2003 yılında ortak olmuştur. Bu da demek oluyor ki, bu sözleşmedeki maddeler kanun niteliğindedir ve mahkemeler bu kanunlara uymak zorundadır.
Sözleşmenin Maddeleri
Bu sözleşme ev hayvanlarının;
- Muhafaza edilişini yani bakımını,
- Sağlığının ve refahının gözetilmesini,
- Ağrı, acı ve sıkıntıya uğratılmamasını,
- Tedavisinde uygulanabilecek cerrahi operasyonları,
- Sahibinin gerekli ilgiyi göstermesini
Eşya Hukukuna Başvurmak
Eşya hukukuna göre hayvanlar taşınabilir eşya olarak kabul görmekte ve bu noktada canlı veya cansız ayrımına tutulmamaktadır. Sokakta veya doğada kendi başına gezen başıboş bir hayvan da sahipsiz mal olarak değerlendirilmektedir. Böylece bu hayvanı ilk ele geçiren kişi onun sahipliğini de alır. Buna hukukta “zilyetlik” denir. “Zilyetlik” spor müsabakalarında bir oyuncunun topa sahip olmasına benzetilebilir. Örneğin bir basketbol oyuncusu topu elinde tutuyorsa topun zilyetliğinin kendisinde olduğunu düşünebiliriz.
Yani, evcil hayvanınızın sizde kalması için zilyetliğini ilk sizin ele geçirdiğinizi ispatlamalısınız. Sokakta bulduğunuz bir köpeği evinize almış olabilirsiniz, aynı şekilde barınakta gördüğünüz bir hayvanı sahiplenmiş de olabilirsiniz. Hayvanı sokaktan alanın siz olduğunuza dair tanıklar veya kanıtlarınız olması durumunda hayvanın size ait olduğunu ispatlayabilirsiniz. Aynı şekilde barınaktan bir hayvan alırken doldurduğunuz evrakları veya barınakta bulunan kayıtları da kanıt olarak sunabilirsiniz.
Eğer hayvanın zilyetliğini ilk ele geçiren kişi olduğunuzu kanıtlayamıyorsanız da hayvanın mama masraflarını karşıladığınızı, veterinere götürüp gerekli ilgiyi gösterdiğinizi ve benzer şekillerde hayvanın bakımını üstlenen kişi olduğunuzu kanıtlayarak da hayvanın size ait olduğunu kanıtlayabilirsiniz.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın
Aklınıza takılan tüm soruları sorabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekinmeyin.