Aile Hekimliği Uygulaması
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde 30 ve daha fazla işçi çalıştırılması şartı da gerekir.
İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirlenir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/2 maddesine göre, İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.18/4 maddesi uyarınca, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.
Bu kapsamda Aile Sağlık Elemanlarının işvereninin
Bakanlık mı yoksa
aile hekimi mi olduğu
önem kazanmaktadır.
Zira bakanlık işveren kabul edildiğinde aynı iş kolunda birden fazla işyeri olduğu için davacı iş güvencesi hükümlerinden yararlanacaktır.
Bu nedenle işveren olmada;
İş sözleşmesini kimin düzenlediği, kimin işe aldığı ve iş sözleşmesini sona erdirdiği,
Ücretin kim tarafından ödendiği,
İş görme ediminin kime karşı yerine getirildiği, kimin işinin yapıldığı,
Çalışma koşullarını kimin belirlediği ve bu anlamda kime bağımlı olarak çalıştığı önemlidir.
İşverenin kayden başka bir gerçek ya da tüzel kişi olarak görünmesi, ona işveren sıfatı vermez.
5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunuhükümleri incelendiğinde;6. maddeye göre ise “Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygunluk ile diğer konularda Bakanlık, ilgili mülki idare ve sağlık idaresinin denetimine tâbidir. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, görevleriyle ilgili ya da görevleri başında işledikleri veya kendilerine karşı işlenen suçlarda Devlet memurları gibi kabul edilir. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu gereğince mal bildiriminde bulunmakla yükümlüdür.Kanunun 8. maddesinde de T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından yönetmelik çıkarılacağı ve yönetmelikte “Aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının çalışma usul ve esasları; çalışılan yer, kurum ve statülerine göre öncelik sıralaması; aile hekimliği uygulamasına geçişe ve nakillere ilişkin puanlama sistemi ve sayıları; aile sağlığı merkezi olarak kullanılacak yerlerde aranacak fiziki ve teknik şartlar; meslek ilkeleri; iş tanımları; performans ve hizmet kalite standartları; hasta sevk evrakı, reçete, rapor ve diğer kullanılacak belgelerin şekli ve içeriği, kayıtların tutulması ile çalışma ve denetime ilişkin usul ve esasların belirleneceği açıklanmıştır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise bu hususta Esas No:2016/31055, Karar No:2017/115674.7.2017 tarihli kararında ise
“İş hukuku ve 4857 sayılı İş Kanunu yönünden değerlendirmede ise; ilgili hükümler değerlendirildiğinde bu işyerinde çalışan aile sağlık elemanları, sevk ve idare yönünden aile hekimlerine bağlı olmakla birlikte çalışma koşullarının Bakanlık tarafından belirlendiği, ücretlerini aile hekimlerinden değil, aile hekimi gibi sağlık müdürlerinin onayı ile devletten aldıkları, bu anlamda aile hekiminin işveren vekili konumunda kaldığı, işverenin Bakanlık olduğu kabul edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı aile hekimliği uygulaması kapsamında bir işyerinde tıbbi sekreter olarak çalışmıştır. Bu yaptığı görev nedeni ile aile sağlık elemanı olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre ise davacının işvereni davalı T.C. Sağlık Bakanlığı’dır. Bakanlık yönünden ise aynı iş kolunda birden fazla işyerinde çalışan işçi sayısı otuz işçinin üzerindedir.
Davacı iş güvencesi hükümlerinden yararlandırılmalıdır. Bu nedenle feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı yönünden taraf delilleri değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.”
şeklinde karar vermiştir.